1. Haberler
  2. Vatan
  3. Filistin’deki İç Çatışma: Hamas ve Fethi Arasındaki Kırmızı Hatlar

Filistin’deki İç Çatışma: Hamas ve Fethi Arasındaki Kırmızı Hatlar

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Filistin’deki İç Çatışma: Hamas ve Fethi Arasındaki Kırmızı Hatlar

Kırmızı Hat programında bu hafta, Orta Doğu’nun kalbi Filistin’de Hamas ve Fethi arasındaki derinleşen çatışmayı ele alıyoruz. Görünüşte aynı amaç için mücadele eden iki grup, ekonomik ambargolar, siyasi çekişmeler ve silahlı gerilimlerle birbirine düşman oldu. Refah Sınır Kapısı’ndaki olaylar, Gazze’deki sokak çatışmaları ve küçük çocukların tehlikeli “oyunları”, Filistin’deki iç savaş tehlikesini gözler önüne seriyor. Yaser Arafat’ın mirasından El Aksa Şehitleri Tugayı’nın direnişine, Oslo Anlaşması’ndan Ariel Şaron’un politikalarına kadar uzanan bu süreç, Filistin halkının kırmızı hatlarını oluşturuyor. Gazze’deki olaylara tanıklık ederek, bu trajedinin detaylarını masaya yatırıyoruz.


Filistin’de İç Savaş Tehlikesi: Hamas ve Fethi Çatışması

Orta Doğu, adeta bir ateş topu gibi. Irak ve Lübnan’daki iç savaş tehlikesini tartıştıktan sonra, şimdi Filistin’de üçüncü bir cephe açılıyor. Hamas ve Fethi, Filistin’in özgürlüğü için mücadele ederken, kendi aralarındaki gerilim gün geçtikçe tırmanıyor. Seçimlerin resmi sonuçları açıklanmadan önce sinyalleri görülen bu çatışma, ekonomik kriz ve uluslararası ambargolarla daha da derinleşti. Filistinliler, bağımsızlık mücadelesini bir kenara bırakmışçasına kendi kanlarını döküyor. Gazze sokaklarında serseri kurşunlar, küçük çocukların oyun gibi koştuğu bir savaş ortamı yaratıyor. Kırmızı Hat, bu soruna içeriden bir bakış sunuyor.


Refah Sınır Kapısı Olayları: Gerilimin Kıvılcımı

Filistin’deki son gerilimin fitili, Refah Sınır Kapısı’nda ateşlendi. Hamaslı Başbakan İsmail Haniye, ilk dış ziyaretinden 35 milyon dolar nakitle dönüyordu. Ancak İsrail, bu paranın “terörde kullanılacağı” gerekçesiyle geçişe izin vermedi. Avrupa Birliği gözlemcilerinin de yer aldığı kapıda, Hamaslılar ateş açtı; Mısırlı ve Fethi’ye bağlı muhafızlar karşılık verdi. Mısırlı yetkililer, havaya ateş açıldığını iddia etse de olaylar kontrolden çıktı. Haniye, parayı Mısır’da bırakarak Gazze’ye geçti, ancak bir koruması öldü, oğlu dahil 20 kişi yaralandı. Paranın akıbeti belirsizliğini koruyor; bazıları Filistin maliyesine aktarılacağını, İsrail radyosu ise Arap Birliği hesaplarına transfer edileceğini öne sürdü.


Ekonomik Ambargolar ve Hamas’ın Krizi

Hamas’ın 2006’daki seçim zaferi, uluslararası arenada büyük bir krize yol açtı. Hamas’ın İsrail’i tanıma yönünde taviz vermemesi, ekonomik yaptırımları beraberinde getirdi. ABD ve Batılı ülkeler yardım fonlarını askıya aldı, İsrail sınır kapılarını kapatarak Filistin yönetimine aktarılması gereken paraları ödemedi. Karni Sınır Kapısı’nın yarı kapatılması, mal sevkiyatlarını zorlaştırdı ve karaborsa ortaya çıktı. Filistin’de iş gücünün üçte birini kamuda istihdam eden yönetim, maaşları ödeyemedi. Hamas, bu kıskacı aşmak için yardımları bavullarla ülkeye sokma politikası izledi. Ancak bu ekonomik kriz, halkın Hamas’a verdiği desteği sorgulamasına neden oldu.


Hamas ve Fethi Arasındaki Gerilim: Siyasi ve Askeri Çekişme

Hamas ve Fethi, Filistin’in bağımsızlığı için mücadele etse de, aralarındaki çekişme derinleşiyor. Fethi’ye bağlı El Aksa Şehitleri Tugayı, Hamas’ın iktidarıyla birlikte hükümet desteğinin azalmasından rahatsız. Hamas’ın İçişleri Bakanı Sait Siyam, güvenlik güçlerindeki Fethi egemenliğini kırmaya çalıştı ancak başarısız oldu. Radikal adımlar atıldığında, Siyam’ın konvoyuna saldırı düzenlendi. Siyam yara almadan kurtulsa da, gerilim tırmandı. Ardından Fethi’yle bağlantılı bir istihbarat yetkilisinin üç çocuğu öldürüldü; Hamas’tan üst düzey bir yargıç, Bassam El Fara, suikast sonucu hayatını kaybetti. Hamas, bu suikasttan Fethi’yi sorumlu tuttu, ancak her iki taraf da İsrail’e yönelik saldırılarda olduğu gibi hızlı bir tepki vermedi.


Birinci İntifada ve Oslo Süreci: Barışa Giden Yol

Filistin direnişinin kökeni, 1987’deki Birinci İntifada’ya uzanıyor. 8 Haziran 1987’de bir İsrailli kamyonun çarpması sonucu 4 Filistinli’nin ölmesi, halkı sokağa döktü. Taş ve sopalarla direnen gençlere İsrail’in ağır silahlarla karşılık vermesi, uluslararası tepkilere neden oldu. Bu direniş, 13 Eylül 1993’te Yaser Arafat ve İzak Rabin arasında imzalanan Oslo Anlaşması’yla bir dönüm noktası yaşadı. Ancak Rabin’in 1995’te öldürülmesi ve Netanyahu’n profitably sert politikaları, süreci tıkadı. 1999’da Ehud Barak liderliğinde başlayan Camp David görüşmeleri, Kudüs’ün statüsü gibi konuları masaya taşısa da başarısızlıkla sonuçlandı.


İkinci İntifada ve Ariel Şaron’un Rolü

Camp David’den bir ay sonra, 28 Eylül 2000’de Ariel Şaron’un Harem-i Şerif ziyareti, İkinci İntifada’yı başlattı. Şaron, bu gerginlikten faydalanarak başbakanlığa yükseldi. 2004’te Gazze Şeridi’ndeki Yahudi yerleşimlerini boşaltma kararı alsa da, bu adım toplam yerleşimlerin küçük bir kısmını kapsıyordu. Şaron’un “barış adamı” imajı, Batı’da olumlu karşılandı, ancak Filistinliler için bir değişiklik olmadı. Gazze’deki yıkık yerleşimler, rant kavgalarına sahne oldu; yeni inşaatların kimin tarafından yapılacağı tartışmaları devam ediyor.


Arafat’ın Mirası ve Radikalleşen Gençler

Yaser Arafat’ın “küçük generalleri” olarak anılan gençler, zamanla radikalleşti. Bazıları Fethi ile devam ederken, bazıları Hamas ve İslami Cihad gibi gruplara katıldı. İsrail’in nokta operasyonlarından kaçmak için maskelerin ardında yaşamaya başlayan bu gençler, Batı’da El Kaide ile aynı kefeye kondu. Arafat’ın sosyalist duruşuna karşı daha İslami bir söylem geliştiren Hamas, giderek güç kazandı. Arafat, son yıllarını Mukataa’da hapis hayatı yaşayarak geçirdi ve 2004’teki ölümü komplo teorilerini beraberinde getirdi. Arafat’ın anıt mezarı çalışmaları ise Ramallah’ta hızla ilerliyor; burası Filistin’in Anıtkabir’i olacak.


Gazze Sokaklarında Trajedi: Çocukların Tehlikeli Oyunu

Gazze’de çatışmalar, küçük çocukları da içine çekiyor. 8-10 yaşlarındaki çocuklar, ellerinde silah olmadan slogan atarak gösterilere katılıyor. Ancak bu bir oyun değil; gerçek kurşunlar can alıyor. Bir gösteride 13 yaşında bir çocuk hayatını kaybetti. Sokaklarda maskeli militanlar, silah sesleri ve ambulanslar eksik olmuyor. Kırmızı Hat ekibi, bir çatışma anına tanık oldu: “Karşıdan serseri kurşunlar geliyor. Çocuklar koşuyor, sanki bir cepheyi ele geçirmeye çalışıyorlar. Bir anda vurulan birini karga tulumba getiriyorlar.” Bu trajedi, Filistin’deki gerilimin boyutlarını gözler önüne seriyor.


Hamas ve Fethi’nin Yapıları: Ortak Amaç, Farklı Yollar

Hamas, 1987’de Birinci İntifada’dan önce kuruldu ve İsrail’i yok ederek İslami bir devlet kurmayı hedefliyor. Örgüt, sosyal faaliyetler (okul, hastane, cami inşası) ve askeri eylemler (İzzettin El Kassam Tugayları) olmak üzere iki kolda faaliyet gösteriyor. Seçim zaferi, Hamas’ı uluslararası arenada tartışmalı bir konuma getirdi. Fethi ise Arafat’ın mirasını sürdürüyor, ancak yolsuzluk söylentileri nedeniyle halk desteği azaldı. Fethi, uluslararası kamuoyuna “Muhatabınız biziz” mesajı vererek ambargoların kaldırılmasını hedefliyor. Ancak her iki grup da diyalog eksikliği ve karşılıklı suçlamalarla iç çatışmayı derinleştiriyor.


Siyasi Çözüm Arayışları ve Ateşkes Girişimleri

Başbakan İsmail Haniye, gerilimin nedenini “Devlet içindeki bazı güçlerin Hamas hükümetine saygı duymaması” olarak açıkladı. İslam Konferansı Örgütü’nün arabuluculuğuyla, Haniye ve Mahmut Abbas arasında bir ateşkes anlaşması yapıldı. Ancak sokaklar bu anlaşmaya uymadı. Saat 22:01 itibarıyla militanların çekileceği açıklansa da, çatışmalar devam etti. Son bir haftada 6 kez ateşkes ilan edilmesine rağmen, silah sesleri kesilmedi. Siyasetçiler ya samimi değil ya da sokaklara hakim değiller.


Filistin’in Kaybedenleri ve Kazananları

Bu çatışmanın kaybedeni, ekonomik ambargo altında ezilen Filistin halkı. Hayatını kaybedenler, yaralananlar ve umutsuzluk içinde yaşayanlar, en büyük bedeli ödüyor. İsrail ise güney cephesindeki bu kaostan faydalanıyor. Fethi, seçmenin değişim talebine direnme fırsatı bulurken, Hamas iç çekişmelerle zayıflıyor. Batı’da İslam’ın imajı zarar görürken, demokrasi ideali de Orta Doğu’da sorgulanıyor. 96 yaşındaki Muhammed İkilan, “Akılsızlar, bir vücut olmalıyız. Düşmana karşı savaşmalıyız, kendi kanımızı dökmemeliyiz,” diyerek tepkisini dile getiriyor.


Filistin’in İmaj Sorunu ve Yeni Bir Strateji Arayışı

Filistinli direnişçiler, cesaret ve vatan sevgileriyle tanınıyor. Ancak Kassam füzeleri ve silahlı mücadele, Batı’da “terörist” algısı yaratıyor. Kırmızı Hat, daha önce Filistin’in sembollerini hatırlatmıştı: kolu kırılan Filistinliler, taş atan çocuklar, oğlunu koruyan bir baba. Şimdi ise karikatürist Neci Ali’nin duvarın ötesine bakan üzgün çocuk portresi, yeni bir sembol. Silahsız bir direniş, belki de havaya ateşten daha etkili olabilir. Filistin, bir “Gandi” arıyor; su gibi durgun bir stratejiyle bu ateşi söndürmek mümkün olabilir.


Sonuç: Filistin’in Kırmızı Hatları ve Geleceği

Filistin, hem İsrail işgaline karşı hem de kendi içinde bir savaş veriyor. Hamas ve Fethi arasındaki gerilim, diyalog eksikliği ve ekonomik krizle derinleşiyor. Ateşkes girişimleri sonuçsuz kalırken, küçük çocuklar bile bu tehlikeli oyunun parçası oluyor. Filistin halkı, uluslararası ambargolar ve iç çatışmalar arasında umutsuzluğa sürükleniyor. Ancak doğru bir imaj ve stratejiyle, bu mücadele haklı bir zemine taşınabilir. Orta Doğu’da demokrasi ve barış, ancak diyalog ve sağduyuyla mümkün olacak.


Anahtar Kelimeler

FilistinÇatışması, HamasFethi, RefahSınırKapısı, EkonomikAmbargo, İsmailHaniye, OsloAnlaşması, ArielŞaron, GazzeSokakları, ElAksaŞehitleri, YaserArafat

Filistin’deki İç Çatışma: Hamas ve Fethi Arasındaki Kırmızı Hatlar
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Bizi Takip Edin